Tek kitapla gelen ’omurilik’ mutluluğu
Antalya’da Skolyoz (Omurga Eğriliği) teşhisi konulan 10 yaşındaki Melis Ada Baş, gittiği hastanede sol ayağının altına 1,5 cm yüksekliğindeki kitap konulmasıyla cerrahi tedavi olmadan sağlığına kavuştu. Giyeceği terlik ya da ayakkabısına 1,5 cm yüksekliğinde tabanlık uygulanınca skolyozu düzelen Baş, büyük mutluluk yaşadı. Küçük kız, “Annemle babam sürekli dik dur diyordu, en son öğretmenim bile demeye başlayınca anneme babama söyledim ve doktora gittik. Çok kötü olmuştum. Şuan tabanlığa alıştım ve kendimi çok iyi hissediyorum” dedi.
Antalya’da yaşayan 5. Sınıf öğrencisi Melis Ada Baş’a bir buçuk yıl önce farklı bir hastanede Skolyoz (Omurga Eğriliği) teşhisi kondu. Küçük kız babası Umut Baş ile birlikte Memorial Antalya Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olan Doç. Dr. Ömer Bozduman’ın kapısını çaldı. Bozduman, tedavi işlemleri sırasında, Melis’in sol ayağının altına kitap yerleştirince, bacakta eşitsizliğin dengelendiği fark edip skolyozun da sıfıra yakın bir dereceye indiğini gördü. Bunun üzerine tedavi planlaması cerrahisiz bir şekilde yapıldı. Küçük kız, sadece bir kitap sayesinde giyeceği ayakkabı ya da terliğe 1,5 cm yüksekliğinde tabanlık konularak bu rahatsızlığının tedavi edileceğini öğrenince, büyük mutluluk yaşadı.
“Skolyoz derecesinin sıfıra yakın bir dereceye indiğini gördük”
Melis’in tedavi süreci hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Ömer Bozduman’ın, şunları söyledi:
“Melis, bir buçuk yıldır dış hekim tarafından skolyoz takipli, bize kontrole geldi. Değerlendirdiğimiz zaman; 26 derece skolyoz olduğunu tespit ettik, nedenini araştırırken pelvik dengesizlik dediğimiz leğen kemiğinde bir dengesizlik olduğunu değerlendirdik. Yaptığımız klinik değerlendirmeler ve fizik muayene sonucu; bacakta eşitsizliğin dengelendiği zaman, skolyozun fayda görebileceğini öngördük. Yaklaşık 1,5 cm yükseklik ayağına uygulayarak tekrar röntgenini çektiğimizde, skolyoz derecesinin sıfıra yakın bir dereceye indiğini gördük. Sonrasında Melis’e tabanlık verdik, herhangi bir korse ya da cerrahi tedavi olmadan derecesini bu şekilde takip etmeyi düşünüyoruz. Takiplerimizde düzenli aralıklarla yaptığımız değerlendirmelerde ve röntgen kontrollerinde herhangi bir ilerleme olmazsa, süreci bu şekilde tamamlamayı planlıyoruz. Herhangi bir ilerleme veya ekstra bir ihtiyacı olduğunda da yakın takiplerle, gerekirse korse gerekirse fizik tedavi gerekirse de cerrahi olarak müdahale edebiliriz.”
“Her hasta için “Tabanı yükselttim, omurgayı düzelttim” gibi bir yaklaşım doğru değil”
Melis Baş’ın aile öyküsünde de omurga eğriliği olduğunu aktaran Bozduman, taban yükseltme konusunun belli kriterleri olduğuna dikkati çekerek bu yöntemin herkese uygulanabilecek bir yöntemi olmadığının altını çizdi. Bozduman, “Taban yükseltme konusunu uygularken belli kriterlerimiz var, her çocukta herkeste uygulanabilecek bir uygulama değil. Bunun için kalça eklemlerinde ya da diğer başka hastalıklarda değerlendirme yaparak, bir hekim gözüyle bunu uyguluyoruz. Her hasta için “Tabanı yükselttim, omurgayı düzelttim” gibi bir yaklaşım doğru değil. Yeterli deneyime sahip ortopedi ve travmatoloji uzmanları tarafından yapılması ve tedavi edilmesi gereken bir yöntem, bu konuda deneyimi olmayan kişilerde ekstra farklı problemlerin ortaya çıkabilme riski var. Genel anlamda biz çocuğun ayağının altına bir buçuk santimlik defter kitap koyup, yükseltip, röntgen çektiğimiz zaman güzel ve hoş görünüyor ancak deneyimsiz ellerde bu başka problemlere yol açacak bir durum. O yüzden bu konuda belli bir deneyim gerekiyor” dedi.
“Yanlış tedavi hastalıkları beraberinde getiriyor”
Doç. Dr. Bozduman, Skolyoz’un tedavisi için yanlış bir korse ve tabanlık işleminin, yanlış ellerde çok daha hızlı ilerlemesine, çocuklarda çok daha ileri derecede skolyoz oluşmasına veya kalça ve bel problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabileceği uyarısında da bulundu.
“Öğretmenim bile demeye başlayınca anneme babama söyledim”
Tabanlıklarda omurga eğriliği önlenen 10 yaşındaki Melis Ada Baş ise tabanlığa alıştığını söyleyerek, kendini çok iyi hissettiğini ifade etti. Baş, şu ifadelere yer verdi: “Aslında bunu ben fark etmedim, bunu çevremdekiler fark etti. Annemle babam sürekli dik dur diyordu, en son öğretmenim bile demeye başlayınca anneme babama söyledim. Onlar da beni bir doktora götürdü, doktor skolyozumun olduğunu söylediğinde biraz gerildim ve korktum. Kötü bir şey olabileceğini düşündüm. Ama şu an tedavi görüyorum, tabanlığa alıştım ve kendimi çok iyi hissediyorum.”
“Sola doğru eğilerek yürüyordu, ‘dik dur’ diyorduk”
Melis Baş’ın babası Umut Baş ise kızının tedavisi sırasında muayene olduğunu ve aynı teşhisin kendisine de konulduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Yaklaşık bir sene önce hafif sola doğru eğilerek yürümeye başladı, biz de bundan çok rahatsız olduk. ‘Dik dur’ diye söyledik. Ortopedi doktoruna gitmeye karar verdik ve doktor Skolyoz teşhisi koydu. Skolyoz teşhisi konulduğunda ben de merak ettim, film çektirdim. Bende de omurga eğriliği varmış, doktor genetik olabileceğini söyledi. Yaşım ilerlediği için ben tedavi olmadım ama Melis gelişme aşamasında olduğu için iyi bir doktor bulmaya çalıştık. Ortopedinin de Skolyoz için ayrı bir ihtisas alanı olduğunu düşündüm. Ardından Ömer hocayla tanıştık, daha önce duymadığımız bir yöntem tavsiye etti. Ömer hocayı benimsediğim için kabul ettik. Ömer Bey önce normal filmini çekti, sonra sol ayağına yükselti koyarak tekrar filmini çekti. Skolyozunun düzeldiğini fark etti, ben de hayret ettim. Böyle bir şey söyleselerdi inanmazdım. Çok doğru bir teşhis koydu, onun üzerine bize bir buçuk santimlik tabanlık önerdi. Tabanlığı yaptırdık, ev terliğinin ve spor ayakkabısının içine tabanlığı yapıştırdık, Melis kullanmaya başladı. İçimiz rahat, Ömer hocaya güveniyoruz.”
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.