Tenisçi dirseği hastalığında çok sayıda tedavi yöntemi var
Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, tenisçi dirseği hastalığında tedavi yöntemlerini anlattı.
Şikayetleri gidermede ağrı kesici ve antienflamatuar ilaçların faydalı olabileceğini dile getiren Dr. Akpınar, “Hem ağızdan alınan hem de lokal olarak ağrılı bölgeye sürülen ilaçlar şikayetleri rahatlatır.” diye konuştu. Lateral epikondildeki gerginliği azaltamaya yarayacak ve aktivite esnasında kullanılacak dirseğe epikondil bandı uygulamasının ağrıyı azaltarak, iyileşmeyi desteklediğini belirten Dr. Akpınar, egzersizlerin de tedavide önemli rolü olduğunu aktardı. ESWT olarak adlandırılan şok dalga tedavisinin etkili bir yöntem olduğunu ifade eden Dr. Akpınar “ESWT, akut ve kronik durumlarda kas iskelet sistemindeki ağrılı noktalara ses dalgası ile yüksek enerji taşıyan bir tedavi yöntemidir.” dedi.
PRP enjeksiyonu
Tenisçi dirseği rahatsızlığında kullanılan bir diğer yöntem olan PRP enjeksiyonu hakkında da bilgi veren Dr. Akpınar, “PRP (Platelet Rich Plasma) yani trombositten zengin plazma, kişinin kendi kanından hazırlanan ve tıbbın birçok alanında iyileşmeyi uyarmak ve düzenlemek için kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca dokunun onarımı ve iyileşmesine katkıda bulunan büyüme faktörlerini içerir. Bu büyüme faktörleri dirseğe enjekte edildiğinde vücudun kendi iyileşme mekanizmalarına destek olarak hasarlı tendonun tamirine yardımcı olur.” ifadelerine yer verdi.
Yüksek yoğunluklu robotik lazer tedavisi
Hastalıkta kullanılan yüksek yoğunluklu robotik lazer tedavisi hakkında ise Dr. Berrin Akpınar şunları söyledi:
“Enflamasyonu azaltıp ağrıyı gidermede oldukça etkin bir fizik tedavi metodudur. Derin dokuda termal ve kimyasal bir takım etkiler meydana getirerek kan akımında artış yapmak ve hücre metabolizmasını hızlandırmak suretiyle kolajen üretimini artırarak zedelenmiş tendon tamiratına imkan sağlar. Dolayısı ile ağrıyı azaltmak yanında iyileşme sürecini de destekleyen etkin bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkar. 6 ile 12 ay, yukarıdaki sayılan yöntemlerle tedaviye yanıt vermeyen vakalarda cerrahi gündeme gelir. Ancak cerrahinin enfeksiyon, kanama, hematom, sinir hasarı gibi komplikasyonları olması sebebiyle ilk planda düşünülmemesi gereklidir. Cerrahi sonrasında da günlük hayatta ve aktivitelerde modifikasyon yapılmazsa sorun tekrarlayacağından dikkatli olunmalıdır.” diye konuştu.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.