Vali Çiçek: "Erciyes’te otellerde yer yok"
Kayseri Ticaret Odası’nda (KTO) Kasım ayı Meclis toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Erciyes’te bulunan otellerde yer olmadığını belirterek, sadece otellerin değil birçok sektörün de kazanç sağladığını söyledi.
KTO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıya, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yönetim kurulu üyeleri ve oda üyeleri katıldı. Meclis toplantısının açılış konuşmasını yapan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı saldırı ile ilgili olarak, Türk Silahları Kuvvetleri’nin Türk milletinin güvenliğini tehdit eden tehlikelere karşı azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürdüğünü ifade ederek, “Hepinizin bildiği gibi İstanbul İstiklal Caddesi’nde hainler yine ortaya çıkarak bombalı bir saldırı gerçekleştirdi. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemizin birlik ve beraberliğine yapılan bu alçakça saldırı lanetliyor, kimden ve nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünü şiddetle kınıyorum. Ülkemizde huzur ve barış ortamını bozmak, kaos çıkartmak için alçaklıktan medet uman hainler, hak ettiği karşılığı en şiddetli görecektir. Karşılarında her zaman kahraman güvenlik güçlerimizi bulacaklardır. Şu çok iyi bilinmelidir ki; bu hainler milletimizi asla yıldıramayacak, sindiremeyecek ve diz çöktüremeyecektir. Hainlere karşı Mazisi şanla ve zaferlerle dolu Türk Silahları Kuvvetlerimizde milletimizin güvenliğini tehdit eden tehlikelere karşı azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Terörle mücadelede devletimizin ve güvenlik güçlerimizin haklı ve kararlı mücadelesini takdirle karşıladığımızı ve her zaman destekçisi olduğumuzu da özellikle belirtmek istiyorum. Rabbim operasyondaki askerlerimizin de ayağına da taş değdirmesin diye dua ediyoruz. Bin yıldır bu topraklarda düşman bitmedi. Sadece isimler ve harfler yer değiştiriyor. Bugün cennet vatanımız ve bulunduğumuz coğrafyaya yönelik oynanan oyunlar biliyoruz ki, 1071,’in,1453’ün, 1923’in intikamını almaya yönelik. Ama Cenab-ı Allah’ın izni ile şehit ve gazi torunları olan milletimiz içerdeki ve dışarıdaki hainlerin hesaplarını, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonrada bozmaya devam edecektir. PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ, DHKPC düşman hep aynı düşman. Tek bir amaçları var oda bizleri parçalamak, yok etmek. Ama biz buna dünde izin vermedik, bugünde izin vermeyeceğiz. Güçlü olmak durumundayız. Terör örgütlerinin arkalarında kimler olduğunu, ağababalarının kimler olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bize dost ve müttefik görünenler teröre 40 yıldır destek veriyorlar ama asla başarılı olamayacaklar. Yapılan başarılı operasyonlar ile inşallah Terör bataklığı kurutulacak ve anaların gözyaşı dindirilecek. Allah’ın izniyle terör belasından kurtulacağız” ifadelerini kullandı.
Kasım ayı içerisinde Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlanışının 84. Yıldönümünün geride bırakıldığını söyleyen Gülsoy, “Milletiyle bütünleşmiş büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük ideali, Türkiye’yi birlik ve beraberlik içinde, müreffeh bir ülke olarak muasır medeniyetler seviyesine çıkartmaktı. Kadim şehrimiz Kayseri’de, bu kutlu hedefe katkı vermeye inançla ve azimle devam edecektir. Büyük önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, vatanı uğruna canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi; şükranla, minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun Kıymetli arkadaşlarım, 15 Kasım tarihinde de Kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 39. Yılını kutladık. Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi lideri merhum Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş ile aziz şehitlerimizi rahmet ve minnet, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum. 24 Kasım günü kutladığımız Öğretmen Günü’nü de bu kürsüden bir kez daha kutluyorum. Öğretmenlerimiz, bizim gelecek ümidimiz, varlık köprülerimizdir” şeklinde konuştu.
Ticaret konusunda dijital platformlarda olunması gerektiği konusuna dikkat çeken Ömer Gülsoy, “Avrupa ve ABD’de etkileri hissedilmeye başlanan küresel resesyonun ülkemize de yansımaları olacağını öngörüyoruz. Dışardaki fırtınanın bizlere yansıması mutlaka olacaktır. Şimdiden de bunu hissetmeye başladık. Girdi maliyetlerinin yükselmesi, Enerjideki yüksek fiyatlar, Finansmana erişimin zorlaşması bunlara birer örnektir. İhracatta düşen talepler karşısında nakit akışını yönetmek için yeni siparişleri kaçırmamak, müşterilerimizi ilişkilerinizi daha sıkı tutmak, hızlı teslimat, satış sonrası hizmetleri iyi vermek ve fiyat rekabetleriyle mücadele etmek gerekmektedir. Daralan kar marjıyla nakit akışını sağlamak için cirolarımızı artırmamız gerekiyor. Kısacası ciro yapmak elzem hale geldi. Daha çok çalışıp daha çok üretmeli ve daha çok satmalıyız. Yeni pazarlara ulaşmamız lazım. Bunun için de bu kürsüde her meclis toplantısında dile getirdiğimiz dijital platformlarda olmamız gerektiğini unutmamamız gerekiyor. ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomiler tek pazara bağımlılığı azaltmak ve kaynak çeşitliliğine gitmek için alternatif tedarik merkezi arayışındalar. Salgın sonrası ortaya çıkan tedarik merkezleri arayışına aday ülke biz olmalıyız. Onun içinde dijitalleşmeyi, AB Yeşil Mutabakatı ve Yeşil Dönüşümü kaçırmamamız gerekiyor. Burada iyi bir fırsat var. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Dijitalleşmeyle birlikte değişen ticaret kuralları yeşil ekonomi ile birlikte daha farklı bir konuma gelecektir. Bu yeni dönemde gelişmiş ülkeler ürün stantlarını değiştiriyor. Karbon ve su ayak izini ölçmek ve atık yönetimi yapmak çok önemli olacak. Büyük şirketler tedarik zincirlerini dönüştürmeye başladı. Bizim de bu değişen pazarlara yönelik hazırlık yapıyor olmamız lazım. Önümüzdeki dönem, dijital ve yeşil dönüşümün yanı sıra yeni pazarlara erişim yeni bir iş paradigmasının benimsenmesini de gerekli kılmaktadır. Tüm bunlara zamanında hazırlık yapanlar için yeni fırsatlar doğacaktır” diye konuştu.
İşletmelerin enflasyon karşısında sermayelerini koruyabilmeleri için enflasyon muhasebesinin zorunlu bir ihtiyaç haline geldiğini belirten Gülsoy, “Daha önce de bu kürsüden dile getirdim. Enflasyon muhasebesi artık büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. İşletmelerimizin enflasyon karşısında sermayelerini koruyabilmeleri için enflasyon muhasebesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. Küresel enerji fiyatlarındaki artış, tedarik zincirindeki bozulma nedeniyle üretici fiyat endeksinde önemli bir artışla karşı karşıyayız. Yüksek enflasyonun yol açtığı risklerin nasıl yönetileceği konusunda bazı belirsizlikler var. Şu anda işletmelerin bilançoları gerçek değerleri yansıtmıyor. Öz sermayesi ve makine teçhizatı güçlü olan firmalar, sermayeleri eridiği halde yüksek enflasyon nedeniyle kar etmiş gibi görünüyor. İşletmelerin ortaya çıkan gerçek dışı kârlar üzerinden vergilendirilmesi öz sermayesinin erimesine, mali yapının bozulmasına ve kaynak kullanımda verimsizliğe yol açıyor. Bu sebeple Mevzuatta yer almasına rağmen ertelenen enflasyon muhasebesi uygulamasının 2022 yılını kapsayacak şekilde acilen devreye alınarak, üretimin ve yatırımların devamı için enflasyonun işletmeler üzerinde tahrip edici etkisinin en aza indirilmesi gerekiyor. İş dünyası olarak bu haklı talebin dikkate alacağına da inanıyoruz” dedi.
“EYT yasalaştığında yüzde 30 işgücü kaybı olacak gibi görünüyor”
EYT’nin yasalaşması ile birlikte yüzde 30 işgücü kaybı olacağını söyleyen KTO Başkanı Ömer Gülsoy, bu durumun engellenmesi için çalışanların emekli olduktan sonra da işe devam etmeleri yönünde uygulamalar yapılması gerektiğini belitti. Gülsoy, “Düzenlemede artık son dönemece girildi. 8 Eylül 1999 öncesi işe girenler prim gün sayısını doldurması kaydıyla düzenleme içerisine alınıyor. Kasım ayı itibariyle 1,5 milyon kişi bu konudan faydalanabileceği açıklandı. Aileleriyle birlikte milyonlarca insanımızı ilgilendiren önemli bir konu. Kayseri iş dünyası olarak EYT’ye karşı değiliz. Ancak, düzenleme konusunda kaygılarımızı da dile getirmek istiyorum. EYT Yasalaştığında yüzde 30 işgücü kaybı olacak gibi görünüyor. Diğer yandan bir anda ortaya çıkacak kıdem tazminatı yükünün altından kalkabilmek de olanaksız. Üstelik Ocak ayında asgari ücrete yapılacak artış sonrası kıdem tazminatları daha da artacak. İşletmeler için kıdem tazminatından gelecek ilave yüklerin yanında, nitelikli insan kaybı ve bunun da ötesinde nitelikli insan kaynağını kapatmak için ihtiyaç duyulacak finansman ihtiyacında ciddi sorunlar yaşanacağı kanaatindeyim. Bu yüzden işletmelerimiz deneyimli çalışan konusunda sıkıntılar yaşayacak. Finansmana erişimin kısıtlı olduğu, sıkılaşmanın devam etme riski olduğu bir dönemde yüklü tazminatlarla karşılaşmak işletmelerimizi zorlayacaktır. İşveren kesimi ile ilgili daha detaylı bir çalışma yapılmasını hükümetimizden talep ediyoruz. EYT düzenlemesinin işverene ek maliyetler ve ek yükler getirmeyecek, her iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını istiyoruz. Özel sektörün hem işgücü açığının hem de bir anda oluşacak kıdem tazminatı yükünün altından kalkabilmesi mümkün değil. İşletmelerimizin EYT mağduru olmaması ve kıdem tazminatlarını ödeyebilmeleri için mali desteğe ihtiyaç duyacağız. Hükümetimizden bu alanda uygun faizli, uzun vadeli, hazine kaynaklı KGF kredisi bekliyoruz. Çalışanlarımızla karşı karşıya gelmemek için EYT kıdem tazminatlarının en az 3 sene olmak kaydıyla taksitlendirilmesini veya Kıdem Tazminatı fonundan karşılanmasını istiyoruz. Bunun da kanunla çerçevelendirilerek taksitlendirilmesini talep ediyoruz. Deneyimli personel kaybını önlemek içinde çalışanların emekli olduktan sonra işe devam etmeleri yönünde özendirici uygulamalar ortaya konulabilir” ifadelerini kullandı.
Ömer Gülsoy, “Hepinizin bildiği gibi Merkez Bankası, beklentiler doğrultusunda adım atarak politika faizini 1,5 puan indirimle yüzde 9’a düşürdü. Faiz iki yıl sonra tek haneye inerken, Merkez’in son dört toplantıdaki faiz indirimi 5 puanı buldu. Merkez’in açıklamasında faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar verildiği belirtildi. Bundan sonrasında ise enflasyondaki belirgin düşüş için güçlü baz etkisinin belirgin etkisinin olduğu 2023 yılının ilk çeyreğine odaklanacağız. Diğer yandan Dolar/TL seviyesinin de ağırlıklı olarak makro ihtiyati tedbirler, liralaşma stratejisi araçları ve rezerv yönetimi ile dengelenmeye çalışılacağını öngörebiliriz. Kısaca ihracat rakamlarımız hakkında da bilgi vermek istiyorum. Bugün Türkiye İstatistik Kurumu Ekim Ayı İhracat Rakamlarımız açıklandı. Ekim’de 319 milyon 852 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. 10 Ayda ihracatımız geçen yıla göre kıyasla yüzde 11,6’lık oranda artış sağlayarak 3 milyar 254 milyon dolara yükseldi. Bu şehir başarı hikâyeleri yazıyor. Bizlerde başarı hikâyelerinin devam etmesini sağlamak için üyelerimizin dile getirdiği her sorun ve her konunun yakından takipçisiyiz. Her fırsatta üyelerimizin sıkıntılarını dile getiriyor, çözüm önerilerimizi ardı ardına sıralıyor, hazırladığımız raporlar ile her kademede girişimlerde bulunuyor, bulunmaya da devam ediyoruz. Her şeyden önce bu tablonun mimarı tüm üyelerimizi, iş insanlarımızı ve emektar çalışanlarını can-ı gönülden kutluyor, her zorluğa rağmen azimle çalışmalarından dolayı da teşekkür ediyorum. İnşallah yıl sonu hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Kamu Müteahhitlerimizin Ticari faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için enflasyon ve maliyet artışları göz önüne alınarak ek düzenlemeler getirilmesini, şartsız koşulsuz tasfiye hakkı verilmesini, Acilen sicil affı ve teminat mektuplarının iadesi hususunda düzenleme yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Konuşmasında yerli otomobil TOGG’a da değinen Gülsoy, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Son olarak Yerli ve milli otomobilimiz TOGG’a değinmeden geçmeyeceğim. Hepinizin bildiği gibi 29 Ekim tarihinde çifte bayram yaşadık. TOGG’un seri üretiminin yapılacağı Gemlik Kampüsü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. Bizde ilk TOGG aracımız banttan indiği bu tarihe ana Kıymetli Meclis Başkanımla birlikte katılarak şahitlik ettik. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023 Mart ayından itibaren yollarda TOGG araçlarımızı kullanıyor olacağız. 60 yıllık hayalin gerçeğe dönüşmesine öncülük eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve girişim grubunun değerli temsilcileri, başta olmak üzere, tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Bu başarı inanmışlığın ve koyulan iradenin neticesidir. Ülkemizin ilk yerli ve milli otomobili TOGG, vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun. Odamızda artık gelenek haline getirdiğimiz açılan ve kapanan firma sayılarını da sizlerle paylaşmak istiyorum. 2022 yılı Kasım ayında Kurulan Firma Sayısı 215 Kapanan firma sayısı ise 50 olmuştur.”
“Hırsızlık yüzde 22 oranında azaldı”
Kayseri Valisi Gökmen Çiçek de yaptığı konuşmada güven timlerinin kurulduğu dönemden itibaren olan 5 aylık süreçle geçen yılın 5 aylık sürecinin karşılaştırıldığında hırsızlık vakalarında yüzde 22 oranında azalma sağlandığını ifade ederek, “ İhalelerimizi yaptık. Kamera sayılarını 2-3 katına çıkarttığımız yerler var. Bunun faydasını ilk 2 ay göremedik. Bu tür şeyler hemen sonuç vermiyor. Ancak buraya gelirken, emniyet müdürümüz ile geldim. Ondan da sürekli rapor alıyorum. Güven timlerini kurduğumuz 5 aylık süre ile geçen sene 5 aylık süreyi karşılaştırdığımızda hırsızlıkta yüzde 22 gibi bir azalma sağladık. Yeterli mi? Tabi ki değil. Çünkü hala yüksek. Özellikle kameralarla ilgili olarak bu şehri donatmamız 1 aylık bir konu. Yüzde 40 oranında azaltacağız. Buradan da bir daha ki meclis toplantısına geldiğimde yüzde 40 oranında düşürdüğümüzün müjdesini vermek istiyorum. Gönlüm tamamını bitirmek ister. Ancak maalesef il dışından, farklı yerlerden gelenler burada para kazanıldığını, ticaret konusunda merkez olduğu bilindiği zaman bu meseleler zorlaşıyor” ifadelerini kullandı.
"Erciyes’te otellerde yer yok"
Vali Çiçek, "Zaman zaman turizm ile ilgili önceliğimizle ilgili eleştirildiğimiz oldu. ‘Yeter kardeşim. Soğanlı, soğanlı öldük’ diyenlerde oldu. Hatta ‘efendim bizim turizmle ilgili çalışmalarımız ne zaman bitecek’ diyenlerde oldu. Dün Erciyes’teydim. Otellerin hepsi açılmış. O kadar güzel bir şey ki bu durum. Ben müşteri olabilmek için 3 yere torpil kullandım. 3’ü de beni geri çevirdi. Yer yok. Adam bana ‘indirim yapmasın. Yeter ki yer versin’ diyor. ‘Buna bir yer ver’ diyorum. ‘Sayın valim adamı nasıl çıkartayım’ diyor. O da doğru. Bu durumu görünce o kadar mutlu oluyorsunuz ki. Otelleriniz kışı satmış. Oteller açılmış, sımsıcak. Orada sadece otel mi para kazanıyor? Hayır. Nakliyesinden gıdasına birçok sektör para kazanıyor. Yine Soğanlı Vadisi ile ilgili çok çaba sarf ettiğimi biliyorsunuz. Soğanlı Vadisi’ne 20 tane yatırımcı geldi. 20’si de yer istiyor. Biz şu anda ancak 3’ü ile görüşmeye çalışıyoruz. Şu anda öyle bir hareket var ki. Hafta sonları yer bulamıyorlar. Otel yapmak için aramayan kalmadı" dedi.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.