Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca: "Yargı sisteminin temeli liyakatli hâkim ve cumhuriyet savcılarıdır"
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, 10. yılında Türk Borçlar Kanunu Çalıştayı’nda konuştu. Akarca, "Yargı sisteminin temeli hepimizce malum olduğu üzere liyakatli hâkim ve cumhuriyet savcılarıdır. Liyakat sistemi mesleğe kabul atama süreçlerinin şeffaflığını sağlanması suretiyle hem gerçek hem de görünür olmalıdır" dedi.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, İstanbul’da düzenlenen 10. yılında Türk Borçlar Kanunu Çalıştayı’na katıldı. Programda konuşan Akarca iyi işleyen bir hukuk sisteminin barışın, özgürlüklerin ve devletin teminatı olduğuna dikkat çekerek, "Hakimin yargılama faaliyeti için duyabileceği bilgi beceri ve kişisel niteliklerinin geliştirmesi ve bireysel bağımsızlığının temel unsurları arasında yer alır. Hakimin bilimsel görüşlerden faydalanması aynı zamanda temel bir hukuk kaidesidir. Türk medeni Kanunu’nun birinci maddesinin üçüncü fıkrasında hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır hükmünü ihtiva etmektedir. Bu nedenle iyi işleyen bir hukuk sistemi için yasama ve yargı ne kadar önemliyse, öğreti de o kadar önemlidir. Zengin içerikli ve kaliteli bilimsel görüşler ile yargı uygulamasının etkileşimi ve uyumu, iyi işleyen bir hukuk sisteminin olmazsa olmaz koşuludur" ifadelerini kullandı.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca yargı reformlarının yedinci paketinin yapılan çalışmaların ardından yakın zaman da meclise geleceğini belirterek, "Bu konuda özellikle sürelerle ilgili olarak yeknesak hale getirilmesi ve sürenin tebliğden itibaren başlayacak olması bu kanunun en önemli düzenlemelerden birisidir. Yıllardır bunu talep edip dile getiriyorduk. Her yasada farklı farklı uygulamalar vardı. Bu hakimlerin savcıların hocaların avukatlarımızın kafasını karıştırıyordu. Ne zaman başlayacak süre diye soruyorlardı. 8 gün mü, 10 gün mü, 15 gün mü, bir hafta mı gibi sorularla bu soruna köklü bir çözüm getiriyor. Bu yasanın ben şimdiden milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
Yargı sisteminde liyakatin önemine değinen Akarca, "Yargı sisteminin temeli hepimizce malum olduğu üzere liyakatli hâkim ve cumhuriyet savcılarıdır. Liyakat sistemi mesleğe kabul atama süreçlerinin şeffaflığını sağlanması suretiyle hem gerçek. hem de görünür olmalıdır. Veciz şekilde ifade edildiği üzere ’iyi bir hakimi daha iyi bir hâkim yapabilirsiniz ancak kötü bir hakimi iyi bir hâkim yapamazsınız’. Bu nedenle mesleğe alınan kişinin niteliği yargı sisteminin başarısı için bir ön koşuldur. Tayin terfi atama ve yüksek terfi mahkeme atama seçimlerinde de liyakat sistemi esas olmalıdır. Yargı bağımsızlığı hakimlerin performansının ölçülmesine engel değildir. Tam aksine performansının izlenmesine ve yönetilmesine yönelik mahkeme araçlarının şeffaf şekilde uygulanması hâkimlerin bağımsızlığına ve tarafsızlığına ilişkin halkın güvenini artırır" açıklamalarında bulundu.
Yargı yönetiminin detaylı ve ince bir mühendislik gerektirdiğinin altını çizen Akarca, "Sadece kişisel ve kurumsal deneyimlerle yargı yönetilemez. Ülkemizin yargı yönetimi ve adli kalite konusunda alması gereken daha çok mesafe olduğunu da belirtmek isterim" dedi.
Son yıllarda yargıda yapılan reformların en önemlisinin istinaf sistemi olduğunu vurgulayan Akarca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstinaf sistemine geçilmesi başlı başına Türk Hukuku’nda büyük bir reformdur. Yargıtay istinaf sisteminde bugüne kadar desteklediği gibi bundan sonra da desteklemeye devam edecektir. Dünyada istinaf sistemi olmayan ülke neredeyse yoktur. Bu nedenle istinaf aslında geç kalınmış bir reformdur. İstinafın gerektirdiği diğer reformlar da henüz yapılamadığı için istinaf reformunun aynı zamanda yarım kaldığını söylemek de mümkün. Bu reformlara devam edilmesi gerekmektedir. İstinaf mahkemesinin ne anlama geldiği ülkemizdeki hukuk çevrelerinde tam olarak anlaşılamamıştır. İstinaf mahkemeleri üzerinden sürdürülen tartışmalar ve bazı görüşlerin temelinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasından önceki yargı kültürü ve deneyimler yatmaktadır. Bölge Adliye Mahkemeleri sadece Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak ve dava değeri veya cezası az olan dosyaları kısa sürede sonuçlandırmak amacıyla yargı sistemine monte edilen bir eklenti değildir. İstinaf mahkemeleri bir yeniden yapılandırma çalışmasıdır. Tüm dünyada kabul edildiği şekliyle istinaf, yargı sisteminin ana omurgasıdır. Hem Yargıtay’da hem de ilk derece mahkemelerinde istinafın can damarlarını oluşturan reformların bir an önce yapılması gerektiğini ifade etmek isterim."
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.