TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: "Suriye’de ortaya çıkabilecek olası yasa dışı işleri bahane ederek hiç kimsenin Türkiye’nin içerisinde mezhep ve mezhep tartışmaları üzerinden bir ayrışmayı körüklememesini tavsiye ederiz"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Suriye’de ortaya çıkabilecek olası yasa dışı işleri bahane ederek hiç kimsenin Türkiye’nin içerisinde mezhep ve mezhep tartışmaları üzerinden bir ayrışmayı körüklememesini tavsiye ederiz" dedi.
Kurtulmuş, Parlamento Muhabirleri ile iftarda bir araya geldi. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Özellikle son zamanlarda Türkiye’nin önemli gündemi olan belki öncelikli gündem maddesi olan İmralı süreciyle birlikte yapılan gelişmeler hepimizin yakinen takip ettiği gelişmelerdir. Biz bu topraklarda bin yıldır bu toprakla bize vatan yapıldığından bu yana Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, farklı etnik kökenler insanlar bir arada birlikte yaşıyoruz. Aramıza zaman zaman ayrılık tohumları ekilmeye çalışılmasına rağmen hiçbir zaman başarılamamış ve bunların hepsi bertaraf edilmiştir. Ama ne yazık ki ülkemizin son kırk yılında maalesef terör örgütü vasıtasıyla özellikle Türkiye’deki bu birliği, beraberliği, milli bütünlüğü ortadan kaldırmak isteyen Türkiye’nin ayaklarına pranga vurmak isteyen Türkiye’nin önünü yoğunu kesmek isteyenler terör örgütlerinden medet olmuşlar. Onları vekalet savaşlarının unsurları olarak vekilleri olarak kullanmışlar. İşte tam da böyle bir dönemde özellikle bölgemizin Amerika’nın işgali Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan süreçte etnik ve mezhebi anlamda bölünmeler yaşadı. Ülkelerin para parça hale getirildiği bu dönemde Türkiye’nin kendi iç bütünlüğünü sağlaması, kendi kalesini diri ve canlı tutması her şeyin üstünde önem harcamaktadır. Bunun için özellikle terör örgütünün artık faaliyetlerini bıraktığı silahlarının tamamiyle ilahenel terk ettiğini açıklanması, İmralı tarafından açıklanması önemlidir, kayda değer bir gelişmedir. Bu süreçte başından itibaren ifade ettiğimiz gibi şeffaf, açık, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sürecin yürütülmesine gayret ediliyor. Bu çerçevede de hiç kimsenin süreci zehirlememesi gerektiği kanaatimiz. Çünkü Türkiye tarihi bir fırsat yakamamıştır. Bölgesinde etnik ve mezhebi dini farklılıkla artık çatışma alanları haline dönüştürülmüşken Türkiye’nin var olan bu terör belasını tarihin çöplüğüne atması ve arasındaki var olan kardeşliği de ilahenel kıyamete kadar devam etme iradesini ortaya koyması hepimizin ortak sorumluluğudur."
Suriye konsanda Kurtulmuş, "Hemen yanı başımıza dokuz yüz on bin kilometre sınırımız olan ve on üç yıldır büyük bir iç savaş ve özellikle eski rejimin baskı ve zulümlerinde bulunan Suriye ümit ederiz ki yeni dönemde demokratik olgunluk içerisinde bütün kesimlerin temsil edildiği yönetimi gerçekleştirmeyi başarır. Ilk andan itibaren Suriye’deki olabilecek gelişmelerle karşı teyakkuz halinde olduğumuzu bölümle ve parçalanma senaryolarını destekleyenlerin Suriye’de güçlü bir yönetim oturana kadar alandaki boşluklardan istifade edebileceğini endişeyle takip ediyoruz. Ve ama aynı zamanda da Suriye yönetimine ilk günden itibaren üç konuda sürekli tavsiyelerimizi ifade ediyoruz. Bunlardan birisi Suriye’de asla toprak bölünmesinin olmaması yani Suriye’nin egemen bütünlüğünün devlet olarak sağlanması. Birincisi bu. İkincisi Suriye’deki bütün toplum kesimlerinin temsil edildiği demokratik olgunluk içerisinde yönetim süreçlerinin ve hakim olunan bir Suriye’nin kurulabilmesidir. Üçüncüsü ise Suriye’de hiçbir terör örgütünün yasa dışı hiçbir silahlı grubun kalmaması mevcut gruplarında tek bir Suriye ordusu altında toparlanmasıdır. Bu tavsiyelerimizi sürekli dile getiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, 1970’li tarihlere atıf yaparak, " Bir takım olaylarla da Türkiye’de insanların sağ sol ayrışmasının yanında bir de Alevi Sünni diye ayrıştırılmaya çalışıldığını dün gibi hatırlıyoruz. Çorum olaylarını, Malatya olaylarını, Maraş olaylarını, Sivas olaylarını ve orada yaşanan hareket insanı durumları dün gibi hatırlıyoruz. Bu olaylarla Türkiye’de Sünniyi Alevi’den, Türk’ü Kürt’ten ayırmak isteyenler çok şükür bugüne kadar hedeflerine ulaşamadılar. Bundan sonra da Suriye’de ortaya çıkabilecek olası yasa dışı işleri bahane ederek hiç kimsenin Türkiye’nin içerisinde mezhep ve mezhep tartışmaları üzerinden bir ayrışmayı körüklememesini tavsiye ederiz. Bu milli bir zorluğumuz. Biz başkalarından istikrarsızlık ithal edecek bir ülke değil. Bunun için diyoruz ki bu coğrafyada insanları ettik kimlikleriyle değil, mezhebi kimlikleriyle değil, dini aidiyetleriyle değil, aynı coğrafyanın insanları olmak, aynı birbirine yakın topluluklar olmak, komşu ülkelerde yaşayan insanları olarak görmek mecburiyetindeyiz. Bizim akıllı, şuuru ve ithal sahibi olarak hareketlerimizi devam ettirmemiz lazım. Bunun yolu da birliği, kardeşliği artırmak, birliğimizi, kardeşliğimizi kökleştirmek ve Türkiye olarak Türk milleti olarak seksen beş milyon hep birlikte bu kardeşliği bütün bölgeye yaymak ordumuzun yolu" dedi.
Yorumlar (0)
Bu haberi okuyanlar bunları da okudu.